DUMLUPINARIN TARİHÇESİ
Dumlupınar’ın kuruluşu ile ilgili yazılı bir kaynağa bugüne kadar
rastlanamamıştır. Buna karşın kuruluşunun Selçuklu Devleti zamanına denk
geldiği sanılmaktadır. Bu dönemde akıncı beylerinin Bizanslılara
akınlar düzenlediği bilinmektedir. Bugün Dumlupınar’ın güney batısında
bulunan Yığma Tepe, Selçuklu akıncı beylerinden olan Cafer Gazi’nin
Bizans topraklarına akınlar yaptığı sırada şehit düştüğü yerdir. Sultan
Alladdin Keykubat zamanında Kütahya ve çevresinin kesin olarak Türklerin
egemenliğine girmesini izleyen yıllarda bu yöreye yoğun bir Türkmen
yerleşmesi olmuştur. Dumlupınar’ın oluşumu bu Türkmen göçüne bağlıdır.
Yine bu dönemlerden Selkisaray Köyü ve çevresinde Hurmadde denilen
mevkide Selçuklu dönemine ait izler hala görülebilir durumdadır. İlçe
merkezindeki Merkez Camii ile köylerimizdeki bazı cami duvarları ile
çeşmelerde de bu izler görülür.
Dumlupınar’ın ilk kuruluş yeri olan Dilfirik mevkii, bugünkü gölet ve
çevresinin bulunduğu alandır. Bu bölgede bir Yörük yerleşmesinin olduğu
halk arasında söylenmekte ve Ulualan’a çıkan yol çevresinde de “Yörük
Mezarları” denilen bir mezarlık bulunmaktadır. Bu yörede gölet inşaatı
yapılırken bir çok ev ve süs eşyasının çıkarılmasına karşın bunlar
gerektiği gibi değerlendirilememiştir.
Dilfirik mevkiinden sonra suyu bol ve soğuk olan Merkez Camii bitişiğindeki pınarın olduğu yere doğru yerleşim kaymıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasından yararlanan ve bu devletin
uç beylerinden olan I. Yakup, Ankara kale kumandanıyken(M. 1302)
tarihinde bağımsızlığını ilan ederek Germiyan Beyliğini kurmuş ve
Kütahya, Tavşanlı, Gediz, Simav, Altıntaş, Dumlupınar, Banaz, Uşak gibi
yerleşim yerlerini de Germiyan Beyliği’nin sınırları içine katılmıştır.
Kütahya ve yöresi kesin olarak H. 832 (M. 1428) yılında Osmanlıların eline geçmiştir.
İlçemiz ve yörelerinde yapılan kazılarda çıkan eşyalardan Dumlupınar’ın
tarihinin İ.Ö. 2000’li yıllara kadar uzandığı ve bu yörelerde
egemenliğini kurmuş pek çok uygarlığın varlığı anlaşılmaktadır.
|